31 Mayıs 2017 Çarşamba
HANIMLAR GÜN İÇİNDE BU KOLAY HAREKETLERİ YAPIN...
Etiketler:
aktar,
bağışıklık,
beylikdüzü,
beylikdüzüaktar,
beylikdüzüaktarbaharat,
böbrektaşı,
diyabet,
gastrit,
gilaburu,
kabızlık,
kanser,
öksürük,
reflü,
ülser,
yemyeşilaktar,
zencefil,
zerdeçal
30 Mayıs 2017 Salı
GEREKSİZ YAPILAN TROID AMELİYATLARI ENGELLENMELİ....
Nodüllerin büyük bir bölümü elle muayene ile ele gelmez.
Büyük bir bölümü küçük nodül olup, ultrason taraması sırasında tesadüfen belirlenir.
Kanser riski açısından büyük nodülle küçük nodül arasında bir fark yoktur.
Bu nedenle belirlenen her nodül kanser riski açısından değerlendirilmelidir.
Bu şekilde yapılan titiz bir değerlendirme ile gereksiz tiroid ameliyatları engellenir.
Tiroid nodülleri incelendikten sonra kanser kuşkusu varsa ameliyat edilir.
Ayrıca tiroid nodülleri büyüklüğü nedeni ile hastayı rahatsız ediyorsa veya zehirli guatr oluşturuyorsa ameliyat önerilir.
İyi huylu nodüller ise, hasta takip edilir kontrol altına alınır.
Senelik ultrasonografi ve hormon tetkikleri ile takip edilir.
Tiroid hormon tedavisi eski yıllarda yaygın olarak kullanılmakla birlikte günümüzde 6 aydan fazla uygulanmamaktadır.
Hastanın hormon düzeyleri normal ise ilaç tedavisi olmadan takip etmek daha çok kabul gören bir yöntemdir.
Kaynak; Prof Dr. Yeşim Erbil
www.mynet.com/saglık
Etiketler:
aktar,
bağışıklık,
beylikdüzü,
beylikdüzüaktar,
beylikdüzüaktarbaharat,
böbrektaşı,
diyabet,
gastrit,
gilaburu,
kabızlık,
kanser,
öksürük,
reflü,
ülser,
yemyeşilaktar,
zencefil,
zerdeçal
28 Mayıs 2017 Pazar
ZAYIFLAMA ÇAYI... ( Tilya Kürü)
*Siz de fazla kilolarınızdan şikayetçiyseniz ve sağlıklı bir vücuda kavuşmak istiyorsanız bu çay tam size göre!
**Tilya Kürü sayesinde 1 ay gibi kısa bir sürede dilediğiniz vücut ölçülerine kavuşabilir, yağ yakımınızı hızlandırabilirsiniz.
Fazlalıklarımız ister az ister çok olsun, bizi günlük hayatımızda rahatsız eder. Aşırı kilo problemleri ise önemli sağlık sorunlarını tetiklerken hayatlarımızı riske atar. Şimdilerde zayıflamak için binlerce yöntem olsa da kilo vermek, özellikle belli bir yaştan sonra düşündüğümüzden daha zordur. Bu dönem fizyolojik ve psikolojik bir mücadele gerektirir.
Bu dönemde geliştirilen hızlı yöntemler fazla kilolardan kurtulmak adına pek bir başarı getirmez. Nitekim aç kalarak hızlı kilo verebilirsiniz ancak bu kilolaları ileri zamanlarda fazlasıyla geri alırsınız. Bu nedenle sağlıklı kilo vermek istiyorsanız sabırlı olmalı ve doğal yöntemlere başvurmalısınız.
Kısa sürede kilo kaybettiren zayıflama haplarından ve kapsüllerinden kesinlikle uzak durulması gerektiğini belirten Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, bu yolların kalıcı hasarlara hatta ölüme neden olabileceğini hatırlatarak bu şekildeki zayıflama ilaçlarının kas erittiğini de belirtiyor. Bu nedenle Saraçoğlu, sağlıklı kilo vermek için sağlıklı yağ yakımını sağlayan Tilya Kürünü öneriyor.
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu ile gündeme gelen Tilya Kürü doğal içeriğiyle, vücudu yormadan kilo verdiren en yeni yöntemlerden biri. Tilya Kürü, doğal ve sağlıklı yollarla yağ yakmayı sağladığından aynı zamanda da kastan kilo vermenizi de engeller.
Bu kürün ana maddesi Tilya; yani halk arasında ıhlamur çiçeği olarak bilinen, yaz döneminde açan, sarı beyaz renklerdeki bir çiçektir. Yaprakları saplı, üst bölümü yeşil, ucu sivri, kenarları dişli, alt kısmı beyazımsı yeşil ve tüylüdür. İçeriğindeki bileşenler sayesinde yağ yakıcı özelliği bulunmaktadır. Yağ yakıcı özelliği sayesinde vücutta fazlalık olan yağların dışarı atılmasını sağlar. Aynı zamanda besin ve mineral değerleri sayesinde vücut için gerekli olan vitamin ve enerjiyi de karşılamış olur. Bu çayın etkisi oldukça kısa bir sürede kendini gösterir. Düzenli kullanım sonucu etkili sonuçlar ortaya çıkarır.
Çayın kullanımı ve hazırlanışı oldukça basit, bununla beraber günlük hayatta kullanıma da oldukça uygun. Etkili sonuçlar için düzenli olarak 1 ay boyunca kullanmanız önerilmekte. Kilo verme hızı ve metabolizma, kişiden kişiye değiştiği için farklı kullanım şekilleri sunulmakta. Bu çayı içerken başka herhangi bir şey yapmanıza gerek yok. Ancak sağlıklı bir diyet ve günlük egzersizlerle bu süreci destekleyebilirsiniz.
Tilya Kürü, emziren anneler için de uygun, fakat 6. ayı geçmiş olmaları önemlidir. Altı aydan sonra gönül rahatlığıyla bu çayı içebilirler ve doğumdan sonra hamilelik sırasında aldıkları fazla kilolarından kurtulabilirler. Doğal bir çay olduğundan herhangi bir yan etkisi görülmemektedir.
Tilya Kürü malzemeleri:
- 10 gram ıhlamur
- 10 gram kuşburnu
- 5 gram altın otu
Tilya Kürü hazırlanışı:
Kaynamakta olan ortalama 750 gr su içerisine 10 gram kuşburnunu, 10 gram ıhlamuru ve 5 gram altın otunu ekleyerek yaklaşık olarak 8 ile 9 dakika arasında kaynatın. Biraz ılındıktan sonra tüketin.
Nasıl kullanılır?
Hazırladığınız Tilya Kürünü gün boyunca minimum 6 saat aralıklarla içmeye çalışın. Kürün yarısını içtikten sonra diğer yarısını içmek için minimum 6 saat bekleyin. Hazırladığınız Tilya çayını günün istediğiniz zamanında tüketebilirsiniz. Ancak metabolizmanızın daha aktif olduğu gündüz vakitlerinde tüketirseniz daha iyi sonuçlar alabilirsiniz. Kürün bir ay süresince kesintisiz olarak uygulanması gerekmektedir.
Tilya Kürü yardımıyla ayda kaç kilo verilir?
Kilo vermek bünyeden bünyeye farklılık göstermektedir. Ancak Tilya Kürü metabolizmanıza göre normal bünyelerde ayda 3-4 kilo, daha kilolu bünyelerde ise 7-8 kilo zayıflamanıza yardıcı olacaktır.
Etiketler:
aktar,
bağışıklık,
beylikdüzü,
beylikdüzüaktar,
beylikdüzüaktarbaharat,
böbrektaşı,
diyabet,
gastrit,
gilaburu,
kabızlık,
kanser,
öksürük,
reflü,
ülser,
yemyeşilaktar,
zencefil,
zerdeçal
HURMANIN VÜCUDUMUZA VE SİNDİRİM SİSTEMİMİZE FAYDALARI....
Etiketler:
aktar,
bağışıklık,
beylikdüzü,
beylikdüzüaktar,
beylikdüzüaktarbaharat,
böbrektaşı,
diyabet,
gastrit,
gilaburu,
kabızlık,
kanser,
öksürük,
reflü,
ülser,
yemyeşilaktar,
zencefil,
zerdeçal
GIDA TERÖRİSTLERİ HER AN İŞBAŞINDA...!!!
Uğur Dündar’ın Yokluğunda Kendilerini Çok Geliştiren Gıda Teröristlerinin Akıl Almaz Yöntemleri
Her şey o kadar büyük bir hızla değişti ve kirlendi ki Afrika’dan muzun içinde ülkemize gelip çocukluğumuza damgasını vuran o malum böceği bile özler hale geldik!
Gündemi uzun süre meşgul etmesiyle artık hepimiz bu numaranın aşinası olduk. Pek çok sahte gıda gibi sahte balı da laboratuvar analizi olmadan anlamak mümkün değil. Ancak her adresi bulabileceğine inanan, evdeki her tadilatı usta çağırmaya gerek duymadan yapabileceğini sanan insanlarımızın, “Yahu kardeşim ben anlarım, nasıl anlaşılmazmış getir onu, getir” türünden özgüvenini fırsat bilen dolandırıcılar “Tabi güzel abicim, sahte olsa sen kesin anlarsın aslan abicim” diyerek aylarca dayadılar bize sahte balı. Sonunda bu illetten kurtulmuş olsak da, o dönem balın hasını üreten arılara çok ayıp oldu hakikaten.
At eti, gıda teröristlerinin olmazsa olmaz malzemeleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Durum o kadar vahim ki artık sadece kasaplar değil, kebapçı ve dönerci gibi işi et olan işletmeler de maliyetleri azaltmak için bu sahtekarlığa başvuruyor. Bu kadar olmaz derken tas kebabının içinden de at eti çıkması çıtayı epey yükseltti. Binip gitmeyi planladığımız o güzel atlara nasıl kıydınız pis herifler!
Çünkü bu peynir olması gerektiği gibi sütten değil, margarinden yapılıyor. Peki nasıl? Biraz kazein, bir bardak soya yağı, biraz soya proteini, değişik gam ürünleri, bir miktar karoten boya ve bir kaşık da margarinle sütsüz peynir hazırlamak mümkün ve anlamak için ya uzman olmak ya da laboratuvar analizi gerekiyor. Sütsüz peynirden sonra daha ne göreceğiz, tavuksuz yumurta mı?
Diye aldanmamak lazım. Zira gıda teröristleri boş durmayıp baharatlara da el atalı bir hayli oldu. Kırmızıbiberin içine kiremit tozu, karabiberin içine boya katıldığı uzmanlar tarafından sıklıkla söyleniyor. Hatta açıktaki baharatların hemen hepsine ot çöp karıştırmak adeta sıradan bir şey haline gelmiş durumda. Bütün bu hile hurda çıplak gözle anlaşılamayacağı için güvenilir markalardan alışveriş yapmaktan başka çare yok. Aksi takdirde yemeklerinizin inşaat harcından hallice karışımlara dönüşmesi işten bile değil.
Sıkça karşımıza çıkan sahtekarlıklardan birisi de piyasadan toplatılan bozulmuş tavukların çamaşır suyuyla yıkanarak beyazlatıldıktan sonra tekrar piyasaya sürülmesi. Ancak siz bu tavuklardan birisini yerken çamaşır suyunun tadını veya kokusunu almıyorsunuz, çünkü tavuklar daha sonra sirkeli suda bekletilerek çamaşır suyundan ve kokusundan arındırılıyor. El altından piyasaya sürülen ve kesinlikle tüketilmemesi gereken bu tavukların başına gelenler pişmiş arkadaşlarının başına gelmiyor ya.
Özenerek söylediğiniz o künefenin içindeki şeyin Antep fıstığı olmama ihtimali var. Bazı sahtekarlar Antep fıstığı yerine bezelye koyarken, bazıları da yer fıstığını yeşil boyayla karıştırmayı tercih ediyor. Dolandırıcının insaflısına denk gelip bezelye yersek şanslı sayılırız.
İnsan bu yöntemi keşfedenlerin o an ne düşündüklerini gerçekten çok merak ediyor. Bazı üzüm üreticileri, üzümleri kurutmaya tabi tutana kadar bozulmadan kalmalarını sağlamak için onları mazota buluyor. Piyasaya sürülmeden önce çeşitli işlemlerle mazot kokusundan arındırılan üzümlerdeki sahtekarlığı gerekli analizler olmadan anlamak ise mümkün değil. Yananı görür Allah demişler ama toplu halde duran üzümlerin yanına ateşle yaklaşmamakta fayda var.
%100 dana etinden olduğu söylenen pek çok işlenmiş et ürününün içinde tek tırnaklı hayvanlardan, kullanılması sakıncalı olan iç organlara kadar ne ararsanız var. Hayvanı uygun parçalar halinde değil de bütün olarak atsalar ancak bu kadar olur.
Biraz kekik ve nar ekşisiyle kahvaltılarda ekmek banarak tadına vardığımız o güzel lezzet de bu sahtekarlık furyasından nasibini alan ürünlerden. Maliyetleri düşürmek uğruna içine katılan pamuk yağı sakıncalı sonuçlara yol açabiliyor. Yani bir kahvaltı keyfimiz vardı onu da… Neyse bir şey demiyorum.
Sofralarımızın olmazsa olmazı ekmek de gıda teröristleri tarafından rehin alınmış durumda. Türk halkının yeme alışkanları göz önüne alınınca ekmekteki basit bir sahtekarlık bile korkunç sonuçlara yol açabilir. Daha beyaz bir görünüm elde etmek isteyen bazı üreticiler ekmeğin içine karbonat veya kireç karıştırıyor. Buğdayından başlamak suretiyle ekmeği de kendimiz yapmadan içimizin rahat etmeyeceği günler yakın gibi.
Etiketler:
aktar,
bağışıklık,
beylikdüzü,
beylikdüzüaktar,
beylikdüzüaktarbaharat,
böbrektaşı,
diyabet,
gastrit,
gilaburu,
kabızlık,
kanser,
öksürük,
reflü,
ülser,
yemyeşilaktar,
zencefil,
zerdeçal
KENDİNİZİN DOKTORU OLUN, MEME KANSERİ İÇİN ERKEN TEŞHİS...!!!
Meme Kanserinde erken teşhis hayat kurtarıyor..
Uzmanlar erken teşhisle birlikte erken tedaviye başlamanın önemine değinirken Sık sık meme kontrolü yapılmasını öneriyorlar.
Yukarıda ki resimde Limonlar üzerinde gösterildiği gibi belirtiler aynı özellikleri göstermektedir.
Sağlıklı Günler..
Yemyeşil Aktar Baharat
Beylikdüzü / İSTANBUL
GSM: 05327757631
Etiketler:
aktar,
bağışıklık,
beylikdüzü,
beylikdüzüaktar,
beylikdüzüaktarbaharat,
böbrektaşı,
diyabet,
gastrit,
gilaburu,
kabızlık,
kanser,
öksürük,
reflü,
ülser,
yemyeşilaktar,
zencefil,
zerdeçal
BAŞAĞRISI ÇEKEN HAMİLELER, İLAÇ ALERJİSİ OLANLAR OKUSUN !!!
BAŞ AĞRINIZA İLAÇSIZ TEDAVİ !!!
Ama öyle değil.
''Akupressür'' adlı baş ağrısından kurtulmanın bilimsel bir yolu var.
Bugün size Yemyeşi Aktar Baharat olarak baş ağrınızı etkili ve hızlı bir şekilde ortadan kaldıran bu teknik hakkında bilgi vereceğiz.
''Akupressure'', masmavi masaj çeşididir ve etkinliği çok sayıda bilimsel çalışma ile doğrulanır.
Doğası gereği, bu akupunktur ve refleks terapi biçimidir, ancak özel tıbbi bilgiler gerektirmez.
İlk önce rahat bir pozisyon alın ve rahatlayın.
Masaj çok zaman almaz: ortalama olarak 30 saniye ile 1 dakika arası sürer.
Herbir noktayı hafif pres veya dairesel hareketlerle masaj yapın.
Genellikle başınızın ağrısı, masaj sırasında veya 5-10 dakika sonra kaybolur.
Baş ağrısından kurtulmak için masaj yapılacak 6 temel nokta !!!
Üçüncü göz veya Yintang'ın noktası, burun köprüsünün alına girdiği yerde kaşların arasında yer alır.
Bu nokta, göz yorgunluğunun giderilmesinden sorumludur.
Bu simetrik noktalar, kaşların iç kenarının tabanında bulunur.
Bu alanın masajı, rahat nefes almanızı ve görme keskinliğini artırır.
Presleme veya dairesel hareketlerle 1 dakika masaj yapın.
Bu noktalar burun deliklerinin iki yanında gözlerle aynı hizada bulunurlar.
Onları bulmak için, elmacık kemiklerinin alt kısmında bir çukur hissedin.
Sinüs açmaya, baş ve diş ağrısını azaltmaya ve sizi stresden kurtarmaya yardımcı olur.
Noktalar başın arkasında, ortada, kulak ile omurganın başlangıcı arasında bulunur.
Bu noktalara masaj yapmak, burun tıkanıklığını, gözlerde ve kulaklardaki ağrıyı, şiddetli baş ağrısı ve migreni hafifletmeye yardımcı olur.
Shuai gu noktaları, tapınak alanındaki saç çizgisinin başlangıcından 2-3 cm uzaklıktadır.
Bu noktayı bulmak için küçük bir çukur hissedin.
Bu bölgeye uygulanan basınç, temporal bölgedeki ağrı ve göz yorgunluğunu hafifletir.
Bu simetrik noktalar başparmağı ve işaret parmağı arasındaki elin arkasında bulunur.
Bu bölgeye uygulanan basınç sırt ağrısı, diş ağrısı ve boyun kaslarındaki gerginliği hafifletir.
kaynak;https://brightside.me/inspiration-health/how-to-get-rid-of-a-headache-in-5-minutes-without-pills-319110/?utm_source=fb_brightside&utm_medium=fb_organic&utm_campaign=fb_gr_5mincrafts
Yemyeşil Aktar Baharat
Beylikdüzü / İSTANBUL
0 532 775 76 31
Etiketler:
aktar,
bağışıklık,
beylikdüzü,
beylikdüzüaktar,
beylikdüzüaktarbaharat,
böbrektaşı,
diyabet,
gastrit,
gilaburu,
kabızlık,
kanser,
öksürük,
reflü,
ülser,
yemyeşilaktar,
zencefil,
zerdeçal
SAKIN BUNU YAPMAYIN !!!
CÜZDANINIZI ARKA CEBİNİZDE TAŞIMAYIN !!!
Erkeklerin, arka ceplerinde cüzdan taşıma ve üzerine oturma alışkanlıkları omurga kaymasına neden oluyor
Erkeklerin, arka ceplerinde cüzdan taşıma ve üzerine oturma alışkanlıklarını yaşam boyu devam ettirmeleri durumunda, omurganın yanlış pozisyonda tutulmasına bağlı kayma meydana gelebiliyor.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof.Dr. Gülçin Gülşen, alışkanlıkların doğrudan omurilik sağlığını etkilediği belirterek, "Her gün uzun saatlerce ayakta kalma ve çoğunlukla erkeklerin arka ceplerinde cüzdan taşıma ve üzerine oturma alışkanlıklarının yaşam boyu devam etmesi durumunda omurganın yanlış pozisyonda tutulmasına bağlı kayma meydana gelebilir. Erkekler bu yüzden siyatik ağrısı çekebilir" dedi.
Siyatik ağrısının bacaklardaki sinir boyunca yayılan önemli bir ağrı çeşidi olduğunu belirten Gülşen, "Genellikle alt bel bölgesinde başlayan siyatik siniri ağrısı, uyluk kemiğinin arka ve yanında belirir, kalçanın içine doğru hareket eder. Ağrı ayak ve ayak parmaklarını da içine alır. Vücudun her iki tarafında bulunan bu sinirlerde ortaya çıkan ağrılar için siyatik hastaları genellikle sadece bir tarafında ağrı hissediyorum' tanımını yapar" diye konuştu.
Prof. Dr.Gülçin Gülşen, "Ağrının yanısıra bu rahatsızlığın en bariz belirtileri bacaklarda uyuşukluk, yanma, karıncalanma, kas zayıflığı, hareket zorluğu ve kontrolsüzlüktür. Bu belirtileri gösteren hastalar genellikle zorlanarak oturma ve hareket etme şikayetinde bulunurlar" şeklinde konuştu.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof.Dr. Gülçin Gülşen, alışkanlıkların doğrudan omurilik sağlığını etkilediği belirterek, "Her gün uzun saatlerce ayakta kalma ve çoğunlukla erkeklerin arka ceplerinde cüzdan taşıma ve üzerine oturma alışkanlıklarının yaşam boyu devam etmesi durumunda omurganın yanlış pozisyonda tutulmasına bağlı kayma meydana gelebilir. Erkekler bu yüzden siyatik ağrısı çekebilir" dedi.
Siyatik ağrısının bacaklardaki sinir boyunca yayılan önemli bir ağrı çeşidi olduğunu belirten Gülşen, "Genellikle alt bel bölgesinde başlayan siyatik siniri ağrısı, uyluk kemiğinin arka ve yanında belirir, kalçanın içine doğru hareket eder. Ağrı ayak ve ayak parmaklarını da içine alır. Vücudun her iki tarafında bulunan bu sinirlerde ortaya çıkan ağrılar için siyatik hastaları genellikle sadece bir tarafında ağrı hissediyorum' tanımını yapar" diye konuştu.
Prof. Dr.Gülçin Gülşen, "Ağrının yanısıra bu rahatsızlığın en bariz belirtileri bacaklarda uyuşukluk, yanma, karıncalanma, kas zayıflığı, hareket zorluğu ve kontrolsüzlüktür. Bu belirtileri gösteren hastalar genellikle zorlanarak oturma ve hareket etme şikayetinde bulunurlar" şeklinde konuştu.
İŞTE SEBEPLERİ;
Siyatik ağrısının erkek ve kadın ayrımı yapmadığını ifade eden Prof.Dr. Gülçin Gülşen, rahatsızlığın nedenlerini şöyle sıraladı:
"Ana neden yaşam süresinin bir döneminde siyatik sinirine iç ve dış etkenlere bağlı baskı ve tahriştir. Lomber olarak adlandırılan sinirler (alt omurganın dışarı kısmındaki sinirler) üzerinde sıkışma olabilir. Siyatik kökleri bel omurgası diskleri içine kadar uzanır ve bir diskte çıkıntı(herniasyon) olması durumunda sıkışma meydana gelir. Bu da ağrıya neden olur. Bu sebepten kaynaklı bir ağrı Spinal Dekompresyon tedavi yöntemiyle başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Bazı kimselerde doğuştan omurga darlığı olabilir. Bu da yine sinirlere baskı yaparak ağrıya neden olur. Ağrıyı geçirme amacıyla bilinçsiz şekilde siyatik sinir köküne yapılan ovma ve masaj sinire zarar vererek daha kötü sonuçlar doğurabilir. Tahriş olan sinirlerin ve omurganın yeniden organizasyonu, ayak bakım başta olmak üzere farklı tedavi yöntemleri sonuç verebilir".
Şiroterapi bakımın omurga yaralanmalarında disklerin tedavisi ve özellikle kas spazmını azaltmak ve kas gücünü artırmak için uygulandığını belirten Gülşen, "Hamileliğin son dönemlerinde omurga yükünün artması, rahmin siyatik sinir baskısı oluşturması, vücuttaki hormon değişikliğiyle kas spazmı, hareketsizlikle birlikte kas zayıflığı rahatsızlıkları ortaya çıkar. Hamileler için oldukça güvenli bakım olan şiroterapi ile kadınlar vücutlarıyla yeniden barışarak, siyatik ağrısını azaltır ve hatta bir süre sonra ağrı ortadan kalkar" dedi.
Siyatik ağrısının erkek ve kadın ayrımı yapmadığını ifade eden Prof.Dr. Gülçin Gülşen, rahatsızlığın nedenlerini şöyle sıraladı:
"Ana neden yaşam süresinin bir döneminde siyatik sinirine iç ve dış etkenlere bağlı baskı ve tahriştir. Lomber olarak adlandırılan sinirler (alt omurganın dışarı kısmındaki sinirler) üzerinde sıkışma olabilir. Siyatik kökleri bel omurgası diskleri içine kadar uzanır ve bir diskte çıkıntı(herniasyon) olması durumunda sıkışma meydana gelir. Bu da ağrıya neden olur. Bu sebepten kaynaklı bir ağrı Spinal Dekompresyon tedavi yöntemiyle başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Bazı kimselerde doğuştan omurga darlığı olabilir. Bu da yine sinirlere baskı yaparak ağrıya neden olur. Ağrıyı geçirme amacıyla bilinçsiz şekilde siyatik sinir köküne yapılan ovma ve masaj sinire zarar vererek daha kötü sonuçlar doğurabilir. Tahriş olan sinirlerin ve omurganın yeniden organizasyonu, ayak bakım başta olmak üzere farklı tedavi yöntemleri sonuç verebilir".
Şiroterapi bakımın omurga yaralanmalarında disklerin tedavisi ve özellikle kas spazmını azaltmak ve kas gücünü artırmak için uygulandığını belirten Gülşen, "Hamileliğin son dönemlerinde omurga yükünün artması, rahmin siyatik sinir baskısı oluşturması, vücuttaki hormon değişikliğiyle kas spazmı, hareketsizlikle birlikte kas zayıflığı rahatsızlıkları ortaya çıkar. Hamileler için oldukça güvenli bakım olan şiroterapi ile kadınlar vücutlarıyla yeniden barışarak, siyatik ağrısını azaltır ve hatta bir süre sonra ağrı ortadan kalkar" dedi.
"AĞRI KESİCİLER KALICI ÇÖZÜM DEĞİL";
Değişik sebeplerden siyatik ağrısı çeken hastaların ilk olarak ağrı kesici, kas gevşetici benzeri ilaç tedavisine başvurduğunu ifade eden Prof.Dr Gülçin Gülşen, ağrının sebebi göz önünde bulundurulduğunda bunun geçici bir rahatlama sağlarken kalıcı çözüm olamayacağını belirtiyor. Gülşen, 'Tahriş olmuş ve baskı gören bir sinirin ağrısını ilaç maskeleyebilir, ama ağrı geçmez bir süre sonra nükseder. Hastalar çekinmeden merkezimize başvurabilirler. Siyatik ağrısının belirtileri olabilecek bel bölgesinde şişkin disk, spinal stenoz, spinal artrit, veya faset sendromu teşhisi konulursa, ameliyatsız tedavi yöntemi olan Spinal Dekompresyon ile başarılı bir şekilde ağrılarından kurtulabilirler. 'dedi.
Değişik sebeplerden siyatik ağrısı çeken hastaların ilk olarak ağrı kesici, kas gevşetici benzeri ilaç tedavisine başvurduğunu ifade eden Prof.Dr Gülçin Gülşen, ağrının sebebi göz önünde bulundurulduğunda bunun geçici bir rahatlama sağlarken kalıcı çözüm olamayacağını belirtiyor. Gülşen, 'Tahriş olmuş ve baskı gören bir sinirin ağrısını ilaç maskeleyebilir, ama ağrı geçmez bir süre sonra nükseder. Hastalar çekinmeden merkezimize başvurabilirler. Siyatik ağrısının belirtileri olabilecek bel bölgesinde şişkin disk, spinal stenoz, spinal artrit, veya faset sendromu teşhisi konulursa, ameliyatsız tedavi yöntemi olan Spinal Dekompresyon ile başarılı bir şekilde ağrılarından kurtulabilirler. 'dedi.
Etiketler:
aktar,
bağışıklık,
beylikdüzü,
beylikdüzüaktar,
beylikdüzüaktarbaharat,
böbrektaşı,
diyabet,
gastrit,
gilaburu,
kabızlık,
kanser,
öksürük,
reflü,
ülser,
yemyeşilaktar,
zencefil,
zerdeçal
KANSERDEN KORKMA, GEÇ KALMAKTAN KORK !!!
Çağımızın hastalığı olan Kanser gittikçe yayılıyor...
Birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkan ve stres, hazır gıdalar sigara ve yanlış beslenme sorunalrından ortaya çıkma riskinin fazla olmasıyla insan vücudunda farklı yerlerde oluşan Kanser Hastalığı dünyada 1 numaralı ölümcül rahatsızlık olarak kabul edilir.
Günümüzde kullandığımız bazı ürünler ve eşyalar kanser hücrelerini vücudumuza gizlice davet eder.
Kanser Haftası Ne Zaman Kutlanır?
Bu rahatsızlığın anlatılması ve uyarılarda bulunulması için her yıl 29 Mart’tan başlamak üzere bir hafta boyunca “kanser haftası ” olarak etkinlikler düzenlenir.
Bir hafta boyunca hastalığın nedenleri, tedavi süreçleri ve hastanın bu rahatsızlığı yaşarken olması gereken moral düzeyinin anlatılacağı ve gösterileceği bu hafta kanser haftası olarak bilinir.
Son yıllarda kanser rahatsılığı sebebiyle milyonlarc kişi hayata veda ederlen Kanserin oluşmamsı için geekli tüm detayların bilgilendirildiği haftadır.
KANSER NEDİR?
Vücudumuzda tüm organlar hücrelerden oluşur. Hücreler vücudumuzun en küçük yapıtaşlarıdır ve ancak mikroskopla görülebilirler.
Sağlıklı vücut hücreleri (kas ve sinir hücreleri hariç) bölünebilme yeteneğine sahiptirler.
Ölen hücrelerin yenilenmesi ve yaralanan dokuların (vücut içi ve dışındaki) onarılması amacıyla bu yeteneklerini kullanırlar. Fakat bu yetenekleri de sınırlıdır. Sonsuz bölünemezler. Her hücrenin hayatı boyunca belli bir bölünebilme sayısı vardır. Sağlıklı bir hücre gerektiği yerde ve gerektiği kadar bölüneceğini bilir.
Buna karşın kanser hücreleri, bu bilinci kaybeder, kontrolsüz bölünmeye başlar ve çoğalırlar. Kanser hücreleri birikerek tümörleri (kitleleri) oluştururlar, tümörler normal dokuları sıkıştırabilirler, içine sızabilirler yada tahrip edebilirler. Eğer kanser hücreleri oluştukları tümörden ayrılırsa, kan yada lenf dolaşımı aracılığı ile vücudun diğer bölgelerine gidebilirler. Gittikleri yerlerde tümör kolonileri oluşturur ve büyümeye devam ederler.
Kanserin bu şekilde vücudun diğer bölgelerine yayılması olayına metastaz adı verilir.
Kanserler oluşmaya başladıkları organ ve mikroskop altındaki görünüşlerine göre sınıflandırılırlar. Farklı tipteki kanserler, farklı hızlarda büyürler, farklı yayılma biçimleri gösterirler ve farklı tedavilere cevap verirler. Bu nedenle kanser hastalarının tedavisinde, var olan kanser türüne göre farklı tedaviler uygulanır.
Kanser hücreleriyle (pembe), lenfositlerin (sarı) savaşı.
Kanserin Nedenleri ?
Kanserin sebebi henüz kesin olarak bilinmemektedir. Kanser hastalığı için iki grup risk faktörü vardır. Kanser için risk faktörleri yaşam şekillerine, yaşa, cinsiyete ve aile öykülerine bağlı olarak değişir. Bir başka risk grubu ise çevresel faktörlerdir.
- Sigara alkol kullanımı,
- Uzun süre ve tehlikeli saatlerde güneş altında kalma,
- Aşırı dozda röntgen ışınına maruz kalma,
- Bazı kimyasal maddeler (katran, benzin, boya maddeleri, asbest v.b.)
- Bazı virüsler
- Hava kirliliği
- Radyasyona maruz kalma,
- Kötü beslenme alışkanlığı
Kanserin belirti ve bulguları köken aldığı doku ve organlara göre değişir. Hatta bazen hiç belirti ve bulgu vermeden kontrol muayenelerinde kanser tanısı konulabilir.
Aşağıdaki belirtilere dikkat edin:
- Normal olmayan bir kanama veya akıntı
- Vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkan şişlik ve sertlikler
- İyileşmeyen yaralar
- Uzun süreli ses kısıklığı ve öksürük
- Yutkunma güçlüğü ve hazımsızlık
- Ben ve siğillerde meydana gelen büyüme, kanama, renk değişikliği, yara…
- Büyük ve küçük abdest yapmakta ki değişiklikler
Bu değişiklikler görüldüğünde bir hekime başvurmayı ihmal etmeyiniz….
EN SIK GÖRÜLEN KANSER TİPLERİ
- Meme kanseri
- Akciğer kanseri
- Prostat kanseri
- Mide kanseri
- Kalın barsak kanseri
- Rahim ağzı kanseri
KENDİ KENDİNİZİN BEKÇİSİ OLUN
Önce kanserden korkmamayı öğrenmeliyiz. Korku doktora gitmeyi önler ve hastalığın iyileştirilmesini engeller. Hastalık belirtilerini yorumlamak yalnızca doktorların görevidir. Kanserin belirtilerini bilmek bu belirtilerin herhangi birini hissettiğimizde derhal doktora başvurmak şarttır. Hiç rahatsızlık duymasak da yılda bir kez mutlaka genel kontrolden geçmeliyiz. Kanserin iyileştirilir bir hastalık olduğunu unutmamalıyız. İyileşme oranı kanserin erken teşhisi ile doğru orantılıdır.
1.Akciğer Kanseri;
- Uzun süre devam eden öksürük
- Öksürürken kan gelmesi
- Nefes darlığı
- Akciğer kanserini önlemek için sigarayı bırakın ve sigara içilen kapalı ortamlardan kaçının.
2.Cilt Kanseri;
- İyileşmeyen yara
- Ben ve siğillerde şekil, renk değişikliği
- Ani oluşan ben ve siğiller
- Tehlikeli saatlerde güneşlenmeyin, mutlaka yüksek koruma faktörlü güneş kremleri kullanın.
3.Meme Kanseri;
- Memede ele gelen sertlik
- Meme başında içeri doğru çekilme
- Meme başında akıntı
- Meme şeklinde ki değişiklikler
Aylık olarak kendi kendinize meme muayenesi yapın, düzenli olarak mutlaka doktora gidin.
4.Ağız Kanseri;
Düzenli muayene ile diş hekiminiz ve doktorunuz ağız kanserini saptar
5.Rahim Kanseri;
- Menopozdan sonra olan kanamalar
- Nedeni belli olmayan vaginal akıntılar
- Bir aydan fazla devam eden adet kanaması, düzensizlikler veya anormal kanamalar
- Karında şişlik
Düzenli olarak PAP smear testi yaptırın ve pelvik muayene olun.
6.Kolon Kanseri;
- Makattan gelen kanama ve dışkılama alışkanlıklarının değişmesi
- Karın ağrısı
- Karında kitle
- Kilo kaybı
Sağlıklı ve dengeli beslenmeye dikkat edin. Az yağlı, bol lifli (sebze, meyve, kepekli unla yapılmış yiyecekler) besinleri tercih edin.
7.Prostat Kanseri;
- Sık sık (özellikle geceleri) idrara kalkma
- Kesik kesik, ağrılı ve sızılı idrar yapma
- İdrar kesesini tam boşaltamama hissi
- İdrar tutmada güçlük
- İdrar akış gücünde azalma
Hiçbir şikayeti olmasa da 45 yaş üzerinde her erkek, senede bir defa, PSA (prostat spesifik antijen) kan testi yaptırmalıdır.
KANSERDE ERKEN TANI
- Tedavi şansını artırır
- Tedaviyi kolaylaştırır
- Tedavi giderlerini azaltır
- Doku ve organ kaybını önler
- Sakatlık bırakmaz
HAYAT KURTARIR
Günümüzde, milyonlarca insan kanserli yada kanseri tedavi edilmiş olarak yaşamaktadır. Kanser tanısı ne kadar erken konursa, tedavisi o kadar erken başlar ve kanser tedavisi ne kadar erken başlarsa tedavinin başarıya ulaşma şansı da o kadar yüksek olur.
Kaynak; Yük.Bio.Olcay Irmak
Etiketler:
aktar,
bağışıklık,
beylikdüzü,
beylikdüzüaktar,
beylikdüzüaktarbaharat,
böbrektaşı,
diyabet,
gastrit,
gilaburu,
kabızlık,
kanser,
öksürük,
reflü,
ülser,
yemyeşilaktar,
zencefil,
zerdeçal
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)