18 Haziran 2017 Pazar

D VİTAMİNİ BULUNAN YİYECEKLER !!!





D Vitamini İçeren Yiyecekler


Hücre büyümesi, kemik gelişimi, kalsiyum emilimi, düzgün işleyen bağışıklık sistemi ve iltihaplı hastalıklarla mücadelede hayati bir rolü bulunan D vitamini, diğer vitaminlere oranla daha az sayıda besinde doğal olarak bulunmaktadır. 

D vitamini yetersizliği hastalıklara yatkın zayıf bir bağışıklık sistemi, artan kanser riski, saçların sağlıksız olması ve daha geç uzaması, kas ve kemik zayıflaması gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Aşırı D vitamini tüketiminin ise kalp krizi riskini attırdığı ve böbrek taşına yol açtığı bilinmektedir.
Yağda çözülen D vitamini için en iyi gıdalar balık yağı, ciğer, peynir, yumurta sarısı ve bazı mantarlardır.
Ayrıca vücudumuz güneşe maruz kaldığında D vitamini üretebildiğinden D vitamini “gün ışığı vitamini” olarak da adlandırılmaktadır.

D Vitamini Bakımından Zengin Besinler

Yukarıda da belirttiğimiz gibi D vitamini az sayıda gıdada ve az miktarda bulunduğu için beslenme yoluyla vücudun ihtiyaç duyduğu miktarı tamamlamak oldukça zordur.  Bu alanda yapılan araştırmalar ortalama bir kişinin D vitamini ihtiyacının sadece %20’sini besinler aracılığıyla aldığını göstermektedir.
Aşağıda yer alan gıdaları tüketmenin yanı sıra yeteri kadar güneşe çıkmak vücuda gerekli D vitamininin üretiminin tamamlanmasına yardımcı olacaktır.
Ayrıca listemizde yer alan gıdaların bazıları yüksek kolesterol içerdiğinden herkesin düzenli olarak tüketmesi için uygun olmayabilir.
Bu nedenle öncelikle bir uzmana danışarak gıdalar yoluyla D vitamini tüketimi için beslenme önerisi almanız daha doğru olacaktır. 
Balık Yağı: Özellikle morina balığı ciğerinin yağı geleneksel olarak D vitamini eksikliği tedavisinde kullanılmaktadır. Ülkemizde balık yağı olarak bilinen bu yağ yüksek oranlarda A ve D vitamini içerir. 100 gram morina yağı günlük D vitamini ihtiyacının yaklaşık 16 katı D vitamini içerir. 1 yemek kaşığı yağ ise günlük ihtiyacın 3.5 katı D vitamini içermektedir.
Balıklar: Çeşitli balıklar D vitamini bakımından zengindir ancak yağlı derin deniz balıkları daha çok D vitamini içerir. D vitamini için en çok ton, somon ve uskumru gibi balıklar önerilmektedir.
İstiridye: Ülkemiz mutfağında hiç kullanılmayan ve oldukça pahalı bir deniz ürünü olan istiridye D vitaminin yanı sıra B12 vitamini, çinko, demir, manganez, selenyum, bakır gibi mineraller açısından da çok iyi bir kaynaktır.
Tofu ve Soya Sütü: Tofu ve soya sütü gibi güçlendirilmiş soya ürünleri genellikle D vitamini ve kalsiyum bakımından oldukça zengindir.
''Örneğin 100 gram soya sütü (bir büyük su bardağı kadar) günlük D vitamini ihtiyacının yaklaşık %20’sini karşılar''.
Soya ürünlerinin hazırlanış şekline göre içerdikleri D vitamini miktarı değişebildiğinden aldığınız ürün hakkındaki bilgileri ambalajında bulunan “içindekiler” bölümünden kontrol edebilirsiniz.
Yumurta: B12 ve protein bakımından da zengin olan 1 adet yumurta yaklaşık 17.0IU D vitamini içerir ve bu miktar günlük ihtiyacının %4’üne denk gelmektedir.
Süt ve Süt Ürünleri: Tam yağlı süt ve peynirler kalsiyum bakımından zengindir ve bazı firmalar buna ek olarak ürünlerini D vitamini ile güçlendirmektedir.
''Bir bardak tam yağlı süt yaklaşık 52.0IU D vitamini içerir ve bu miktar günlük ihtiyacın %13’ünü karşılar''.
Tam değerler için aldığınız süt veya süt ürününün ambalajını inceleyebilirsiniz.
Mantar: Her mantar türü aynı oranda D vitamini içermez ve uzmanların D vitamini için önerdikleri mantar türü beyaz “düğme” mantarıdır. 100 gram az pişmiş düğme mantarı günlük D vitamini ihtiyacının %7’sini karşılar.
Patates: Haşlanmış ezilmiş ve bir miktar yağlı süt eklenmiş 100 gram patates günlük D vitamini ihtiyacının %1’ini karşılar.
Bu listede yer alan besinler D vitamini bakımından en zengin besinlerdir ancak D vitamini içeren gıdaların tam listesi değildir. 
Bu nedenle sizin sağlık koşullarınıza uygun ve D vitamini bakımından zengin beslenme programı için bir uzmana danışabilirsiniz.
Kaynak;www.iyigelenyiyecekler.com 

KOLESTEROL KANDIRMACASINI BİR DE CANAN KARATAY DAN DİNLEYİN !!!

Canan Karatay'dan Her gün İki Yumurta Yeyin Tavsiyesi!

Açıklamalarıyla dikkat çeken Prof. Dr. M. Canan Efendigil Karatay,yumurtayla ilgili söyledikleriyle de ezber bozmaya devam ediyor.İşte Karatay'dan yumurta açıklaması:

Yumurta yediğimiz zaman kan kolesterolümüz yükselmez mi?
Hayır. Doğal (özgür olarak gezinen ve doğal yemle beslenen) tavukların yumurtası
kan kolesterolünü yükseltmez. Aksine kolesterolsüz ve sağlıklı bir hayat için
her gün iki adet bütün doğal yumurta yenmelidir.
Dikkat edilecek en kritik nokta, yumurtaların çok katı olarak haşlanmamış
olmasıdır! Yumurtaları yağda kavurmadan, yakmadan, yani doğallıklarını
bozmadan pişirmek gerekmektedir.
Yumurtalar kayısı kıvamında suda haşlanabilir, saf tereyağında pişirilebilir ya
da omlet olarak hazırlanabilir. Bu yollarla doğal bir şekilde tüketilen yumurta kan
kolesterolünü yükseltmez.
Günde 4 yumurta yendiği zaman, karaciğerden kolesterol yapılması orantılı
olarak azalmaktadır.

Yumurta sarısında yüksek miktarda kolesterol yok mu? Nasıl oluyor da
kan kolesterolünü yükseltmiyor?

Ortalama 50-60 gr kadar olan bir yumurta sarısında, 150-180 mgr kolesterol bulunur.
Bilinenin aksine 150-180 mgr olan bu kolesterol, yumurta sarısı yenildiği
zaman kanımıza doğrudan doğruya 150-180 mgr kolesterol olarak geçemez. Bu
nedenle, yumurta sarısını yemekle kan kolesterolü yükselmez. 'Yumurta kan kolesterolünü
yükseltir' fikri yukarıda açıkladığımız bu bilginin yanıltmasından ve
çarpıtılmasından kaynaklanmaktadır. Bu amaçla, yumurta ile yapılmış önemli
birkaç çalışmadan bahsetmek istiyorum.
ABD'de bütün dünyada kalp uzmanlarının kılavuz olarak kabul etmiş olduğu
ünlü Framingham Kalp Çalışması'nda (Framingham Heart Study), Boston
Üniversitesi'nde 912 kişinin beslenmesi 1948 yılından beri izlenmiştir. 
Bu çalışma sonucunda, haftada 7 ya da 24 adet yumurta yiyen kişiler ile hiç yumurta yemeyen kişilerin arasında kan kolesterolü bakımından anlamlı bir fark olmadığı bildirilmiştir.
Ünlü Framingham çalışmasında, yumurta tüketimi ile kalp krizinden ölüm
arasında da doğrudan doğruya bir ilişkinin bulunmadığı gösterilmiştir.
Yani, yumurtanın ne kolesterolü yükselttiği, ne de kalp krizine neden olduğu
hiçbir şekilde ispat edilmemiştir.
Ortalama 50-60gr olan doğal bir yumurta sarısında, 900 mg doğal ve bozulmamış
esansiyel (temel) yağ olan Omega-3 vardır. Yumurta sarısında bulunan
bu Omega-3, kan kolesterolünü düşürür. 
Ayrıca yumurtada bulunan ve esansiyel yani temel bir aminoasit olan lesitin de kan kolesterolünü düşürür. İşte bu sebeple yıllardan beri lesitin tabletleri üretilip piyasalarda satılmaktadır.
Bu noktada, Sudan'da iki sene süre ile çalışmış, kolesterolü yüksek olduğu için
İstanbul'da senelerce izlenmiş olan 54 yaşında bir hastamın yaşadıklarını örnek
olarak vermek istiyorum:
Sayın Taner Eray Sudan'da bir şirket müdürü olarak çalıştığı dönemde, yiyecek
bulmak zor olduğu için iki sene süre ile her gün menemen yemek zorunda
kalmış. 
Hatta aşçılarına menemenin nasıl pişirileceğini bizzat kendisi göstermiş.
İki senenin sonunda İstanbul'a dönünce, kolesterolünün çok yüksek çıkacağını
düşünerek kan kolesterolünü ölçülmüş.
Sayın Taner Bey, kolesterolünün normal sınırlar içinde olduğunu görünce
şaşırmış. Kendisi senelerce kolesterol ilacı kullandığı halde kan kolesterolü
hiçbir zaman 260-250 mg/l'nin altına inmemişken, yaptırdığı bu tahlil sonucunda
kan kolesterolü 160 mg/l olarak bulunmuş. 
İstanbul'da 10-15 sene önce gelişen bu olay, hekimini de şaşırtmış ve hekimi bu sonucun yanlış olduğunu, bu sonuca inanmadığını bildirmiş. 
İkinci kez değişik bir laboratuvarda kan kontrolü tekrarlamış ve gene aynı sonuç alınmış. 
Kardiyolog olan hekimi, maalesef ikinci kez saptanan normal kolesterol düzeyine de inanamamış!

Yumurtanın diğer yararları neler?
Doğal olan yumurta, doyurucu ve tok tutucudur. Bu nedenle, kilo vermek
isteyenler için ideal bir temel besin maddesidir. Karbonhidrat içermediği için de
glisemik indeksi sıfırdır. Bu nedenle de uzun süre tokluk hissi verir ve acıkma
hissetmeyiz. Uzun süre tokluk hissimizin devam etmesi sonucu sağlıklı kilo
verir, verdiğimiz kiloda kalır ve tabii ki gücümüzü kazanırız.
İşlem görmemiş olan bir yumurtanın içinde bulunan doğal vitamin, mineral,
temel aminoasit ve Omega-3 düzeyleri eksilmemiş, bozulmamış ve yok
olmamıştır.
İnsan vücudu, protein yapabilmek için yapı taşı olan aminoasitleri kullanır.
Bazı aminoasitleri ise üretemez. Bu aminoasitleri gıdalarla ve yiyeceklerle almak
zorunluluğu vardır. Sağlıklı bir organizma için yiyeceklerle mutlaka organ-
izmaya girmesi gereken bu aminoasitlere temel ya da esansiyel aminoasit demekteyiz.

Bir tam yumurtada, olmazsa olmaz olan 9 esansiyel aminoasit bulunmaktadır.
Organizmadaki bütün proteinlerin yapı taşı olan bu 9 temel aminoasidin, insan
vücudu için önemini şöyle sıralayabiliriz:


• Yumurta proteini, insan proteinlerine en yakın olan proteindir.

• Esansiyel olan 9 aminoasitin tek kaynağı yumurtadır ve başka besinlerle
vücudumuza giremezler.

• Lesitin temel bir aminoasit olarak yumurtada bulunan önemli yapı
taşlarından biridir. Sağlıklı bir cilt, tırnak ve saçlar için gerekli olan bir
aminoasittir.

• Yumurtanın temel ya da esansiyel aminoasitlerinden biri de 'kolin'dir.
Kolin, karaciğer yağlanmasını önleyen, sinir iletilerini (asetilkolin olarak)
kolaylaştıran ve bütün sinir sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışması için şart
olan bir aminoasittir.

• Tam bir yumurtada birçok doğal vitamin ve mineral de bulunmaktadır.
Bütün bir yumurtada bulunan değerli vitamin ve minerallerin vücuda
girmesi için, yumurtanın doğal bir şekilde az pişmiş olarak (trans yağlar
oluşturmadan) tüketilmesi gerekmektedir.

• Rafadan veya kayısı kıvamında, suda haşlanmış olarak ya da bir tava
içinde, düşük ateşte (kısa süre) saf tereyağı ile hafif karıştırıp (ateşi
söndürüp ve tavanın kapağını kapatarak) kendi ısısında biraz yoğunlaşmasını
bekleyerek yiyecek olursak, sağlığımız için gerekli ana besin
maddelerini bozulmaksızın tüketiriz.

• Yumurtanın bağışıklık sistemini de kuvvetlendirdiği gösterilmiştir. Yumurtada
bulunan temel aminoasitler bir proteinli hormon olan glukagon
hormonunun salgılanması da sağlar.
Orta boy (50-60gr) bütün ve pişmemiş bir yumurta da bulunan doğal vitamin,
mineral, protein ve aminoasitlerin miktarları şöyledir:

Doğal vitaminler
• Vitamin A: 243 IU
• Vitamin B6: 0,07 mg
• Vitamin B12: 0,6 mcg
• Vitamin D: 17 IU
• Vitamin E: 0,75 mg
• Folat: 24 mcg
• Lutein & Zeaxanthin: 165 mcg (gözlerde nokta körlüğünü önler)
• Riboflavin: 0,24 mg
• Thiamin: 0,031 mg

Doğal mineraller
• Çinko: 0,55 mg
• Demir: 0,91 mg
• Fosfor: 95 mg

Doğal protein ve aminoasitler
• Alanine: 368 mg
• Arginine: 411 mg
• Aspartic asit: 665 mg
• Choline (kolin):125 mg (karaciğer yağlanmasını önler)
• Cystine: 136 mg
• Glutamic asit: 838 mg
• Glycine: 216 mg
• Histidine: 155 mg
• Isoleucine: 336mg
• Leucine: 544 mg
• Lysine: 457 mg
• Methionine: 190 mg
• Phenylalanine: 341mg
• Proline: 257 mg
• Protein: 6,3 g
• Serinen: 486 mg
• Threonine: 278 mg
• Tryptophane: 83,5mg
• Tyrosine: 250 mg
• Valine: 430 mg


YUMURTA YEMEKTEN KORKMA... ŞEKER VE TATLI YEMEKTEN KORK!

9 Haziran 2017 Cuma

ANTİ KANSER LİSTESİ...

ANTİ KANSER LİSTENİZ HAZIR MI? Lütfen bu listeyi kesip alın !!!

ANTİ KANSER LİSTENİZ HAZIR MI?

Kanserin yaygınlaştığı doğru ama doğada “kanser savaşçısı” yüzlerce bitkinin olduğu da unutulmamalı. Yeter ki biz “yeşil eczane”yi unutmayalım, yeter ki biz bu doğal mucizelerden faydalanmayı bilelim.

Özellikle taze ve ekolojik/doğal sebze ve meyvelerin çoğu neredeyse tıka basa “anti kanser maddeler” yüklü. Bir “Kanser savar meyve ve sebzeler” listesi yaparsanız şunları en başa yazın: Lahana, karnabahar, turp, sarımsak, soğan, pırasa, havuç, kabak, pancar/pazı/ıspanak, yer elması, balkabağı, elma, kiraz, üzüm, nar, çilek, vişne, portakal, greyfurt, mandalina, böğürtlen, yaban mersini...

Kanser savar yeteneklere sahip ot ve baharatlara gelince… Bence ilk sıraya yine zerdeçalı koyun. Sonra da hemen zencefili ve diğerlerini ekleyin: Kekik, biberiye, maydanoz, dereotu, fesleğen… Kanser savar besinler sadece sebze meyve ve baharatlarla da sınırlı değil. Sağlıklı üretilmiş –organik olması tercih sebebidir- balık, et ve yumurta da bu gruba dâhil edilebilir. Tahılları da –tam tahıl olmaları koşuluyla- listeye rahatlıkla yerleştirebilirsiniz.

Yağlara gelince… Tabiî ki ilk sırada zeytinyağı ve hemen yanına da tereyağı konulmalı. Diğer bitkisel yağlardan ve de hidrojene edilerek sertleştirilmiş yağlardan uzak durmakta fayda var. Zeytinyağı dışında keten tohumu, susam, ceviz, fındık, çörek otu ve yer fıstığı yağından da yararlanabilirsiniz ama bir şartla: Bunların hepsinin soğuk presle elde edilmesi lazım. Yani illa ki soğuk sıkım olacaklar. Anti kanser besinler listesine yeşil çay ve siyah çayı da eklemeyi unutmayın.


KESİP SAKLAYIN

İŞTE O LİSTE!

  • ZENCEFİL: Çok güçlü bir antioksidan ve iltihap önleyicidir. Taze demlenmiş zencefilin kemoterapi ya da radyoterapiye bağlı bulantıları hafifletmeye de yardımcı olabileceği belirtiliyor. Zencefili rendeleyerek de sebze yemeklerine, salatalara ekleyebilirsiniz. Ama genel tavsiye küçük bir zencefil parçasını julyen usulüyle demleyip 10-15 dakika kaynar suda tutmak ve sıcak olarak içmektir.

  • ZERDEÇAL: Mükemmel bir iltihap önleyici olma yanında kanserli hücrelerle mücadelede de faydalıdır. Benim önerim toz zerdeçalı taze hazırlayıp tüketmenizdir. Mesela ½ bardak yoğurda 1-1,5 çay kaşığı zerdeçal ekleyip üzerine bir tutam karabiber ve bir çay kaşığı sızma zeytinyağı ilave ederek yiyebilirsiniz. Uzmanlar karabiber eklenmiş zerdeçalın bağırsaklardan daha iyi emildiğini söylüyor. Zeytinyağı yerine keten tohumu yağı da konulabilir. Zerdeçaldan daha düzenli faydalanmanın bir yolu da köri sosunu daha sık kullanmaktır. Köri sosunun %20-30’u zerdeçaldır (içinde karabiber, kimyon, kuş üzümü, zencefil de var).

  • NAR SUYU ve DOMATES SUYU da güçlü ve etkili kanser savaşçılarıdır. Nar suyunu ½-1/4 bardak, domates suyunu bir bardak her gün içebilirsiniz.
  • Kanser savar besinlerden bahsederken TURUNÇGİLLERİ de unutmamalıyız. Portakalın, mandalinin, greyfurtun, limonun suyundan çok kendinden faydalanın. Bizim bu konuda önemli bir eksiğimiz var o da şu: Portakal, mandalin ve limonun kabuklarından da yararlanmayı hala bilmiyoruz. Oysa özellikle mandalina kabuğu anti kanser etkili flavinoidlerin ikisinden –tanjeritin ve nobiletin- bol miktarda içeriyor. Onun için salatalarınıza, yoğurdunuza (iyice yıkadıktan sonra) rendelenmiş mandalina, portakal, limon kabuğu eklemeyi de düşünün.

  • Anti kanser yiyecekler listesine probiyotik zengini doğal YOĞURTları, KEFİRi de eklemeyi unutmayın. Ayrıca bağırsağınızdaki probiyotik bakterilerin çoğalmasını teşvik eden “prebiyotik yiyeceklerden” de daha sık faydalanın: Soğan, sarımsak, domates, lahana turşusu, boza…

  • Kanser savaşçısı yiyecekler listesinde MAYDANOZA da yer açın. Salatalarınızda, çorbalarınızda, zeytinyağlılarınızda olabildiğince sık maydanoz kullanın. Fırsat bulursanız taze hazırlanmış maydanoz suyu da içmeyi ihmal etmeyin.

  • Nar, ahududu ve çilekte (hatta fındık ve cevizde) bol bulunan ELAJİK ASİT müthiş bir polifenoldür. Hücreleri toksinlerden arındırdığı, kanserojen maddelerin etkisini hafiflettiği ve toksinlerin DNA ile etkileşime girip yaşamı tehdit edebilecek genetik mutasyonlara girmesini engellediğini gösteren bulgular var.

  • Mevsimi geçti ama belki hala bulabilirsiniz: Yaban üzümü, elderberry, kiraz, çilek, vişne gibi meyvelerde bol bulunan GLUKARİK ASİT de şaşırtıcı derecede etkili bir toksin arındırıcı. Ayrıca bu yiyeceklerin hepsinde bulunan antosiyanidin ve proantisiyanidinlerin kanserli hücreleri intihara zorladığını gösteren güvenilir bilimsel çalışmalara sahibiz. Antosiyanidinler bakımından zengin iki yiyeceği daha not ediniz: Tarçın ve bitter çikolata.

  • Yüzde yetmişin üzerinde kakao içeren çikolatalar BİTTER ÇİKOLATA olarak kabul edilir ve bunların sağlığa zararı değil, faydası oldukları bilinir, özellikle de anti kanser ve anti aging güçleri kabul edilir. Çünkü bitter çikolata tam bir polifenol deposudur. 25 gramlık küçük bir bitter çikolata parçasında bir kadeh kırmızı şaraptakinden iki kat fazla ve bir fincan yeşil çaydakine eş değer polifenol bulunur. Akşam televizyon seyrederken ya da öğleden sonra ofisinizde mola verdiğinizde 20-25 gramlık bir bitter çikolata parçasını bir bardak şekersiz yeşil veya siyah çayla afiyetle yiyebilirsiniz. Yine bir not: Sütlü çikolatadan kaçının çünkü çikolatanın sütle karıştırılması içindeki yararlı güçleri azaltıyor.

  • LAHANA, KARNABAHAR ve TURP da, soğan, sarımsak, pırasa da son derece güçlü anti kanser sebzeler. Bunlardan da faydalanmanızı tavsiye ederim.

  • Kanadalı ünlü uzman Richard Beliveau’nun araştırmalarına göre MAYDANOZ ve KEREVİZde bol miktarda bulunan APİGENİN maddesi tümörlerin büyümesi için gerekli kan damarlarının oluşumunu engellemekte oldukça etkili. Yine aynı uzmana göre nane, kekik, mercanköşk, fesleğen, biberiye grubundaki baharatların hemen tamamı içlerindeki “TERPENLER”, özellikle de “KARNOSOL” sayesinde kanser savar sisteme yardımcı olabiliyorlar.

(*) David Servan- Schreıbhr/Anti Cancer/ 2007’den faydalanılmıştır: Söz konusu kitap “Anti kanser/Yeni Bir Yaşam Tarzı” adıyla Varlık Yayınları tarafından Türkçeye çevrilmiştir. 
********************************************************************************************************
Yemyeşil Aktar 
Beylikdüzü / İstanbul                              www.facebook.com/yemyesilaktar/
                                                              www.yemyesilaktar.blogspot.com.tr 

2 Haziran 2017 Cuma

BU KREM MUCİZE YARATIYOR.....



BU KREM MUCİZE YARATIYOR.....
- Romatizma
- Kireçlenme
- Eklem ağrıları

Malzemeler:
1 yemek kaşığı süzme bal 1 yemek kaşığı öğütülmüş acı hardal tohumu tozu
1 yemek kaşığı kaya tuzu yada Himalaya tuzu ince öğütülmüş
1 yemek kaşığı kabartma tozu (Karbonat)

Cam bir kaseye tüm malzemeyi koyun, güzel ve homojen bir karışım elde edinceye kadar iyice karıştırın içine çok az su yada sızma zeytinyağı katarak krem görüntüsü oluşana kadar karıştırmaya devam edin ve bu karışımı bir krem kabı içine aktarınız.
Kullanım şekli :
Ağrıyan bölgenize , el, bilek , dirsek, diz , ayak .....vd .krema şeklindeki bu karışımdan sürün üzerine streç film yada bir yünlü kumaş, tercihen bir eşarp ile sarın.
Ama, dolaşımı bozmaması için yeterince gevşek bıraktığınızdan emin olunuz ,
1.5 -2 saat kremi üzerinde bırakın. Daha sonra yıkayınız.
Eğer gece uyurken yapabilirseniz daha da etkili olacaktır ancak uygulama yaptığınız alanı fazla sıkmadığınızdan ve dolaşımı bozmadığınızdan emin olunuz .
Uygulama alanını sabah yıkayabilirsiniz.
Ağrılarınız geçinceye kadar aynı tedaviyi hergün tekrarlayın.
İlk uygulamadan sonra bile ağrılarınızın azaldığı ve rahatlamaya başladığınızı fark edeceksiniz .
Bu karışımdaki miktarlar küçük alanlar için örneğin parmaklar , el gibi , bir kaç tedavi için yeterlidir, uyguladıktan sonra kalanını bir kavanoz içinde buzdolabında saklayınız.
Ayrıca bu uygulamanıza destek amaçlı olarak aşağıdaki karışımı da hazırlayıp tüketirseniz eğer çok daha kısa sürede faydasını görmeye başlayacaksınız.
Ağız yolundan doğal destek için karışım formülü :
2 tatlı kaşığı Zerdaçal
1/2 çay kaşığı taneden yeni çekilmiş Karabiber
1 Tatlı kaşığı Zencefil
1 yemek kaşığı Yemeklik Hindistan cevizi yağı yada Sızma zeytinyağı içinde iyice karıştırarak her gün yerseniz inanılmaz faydasını göreceksiniz

Not : Bu karışım sizi aynı zamanda Kansere karşıda koruyacaktır ve tedavinize de yardımcı olacaktır .
Zerdaçallı karışımın yeme şeklinde kullanım süresi hakkında;
Bu karışımı 2 ay tüketip, 3 hafta ara verecek şekilde yada 3 ay tüketip 1 ay ara verecek şekilde kullanınız .
Önemli : 
Bu karışımın içinde Zerdaçal olduğundan , şiddeti Demir eksikliği anemisi, Reflu ve şiddetli Karaciğer ve Safra kanalı fonksiyon bozukluğu sorunu olanların bunu tüketmemeleri gereklidir.
Keza ; Sabah kahvaltısı esnasında ve Gece yatmadan önce , % 100 Vişne suyundan ,1 Bardak içmeyi de mutlaka alışkanlık haline getiriniz .
Vişne suyu içerisinde ki yüksek Anthocyaninler sayesinde doğal anti-enflamatuar etki göstererek kas ve eklem dejenarasyonlarını geriye çevirebildiği , keza gut hastalığında ürik asit seviyesini düşürdüğü , kilo vermeye yardımcı olduğu , stres hormonu olan Kortizol seviyesini düşürdüğü , kalp krizlerini önlediği ,
kolesterolü düşürdüğü , kanser hücrelerinde proğramlı ölümü başlattığı , metastazı engellediği ,
Alzheimer ve Parkinson hastalarında yaşam kalitesini artırdığı , sinir hücrelerini koruduğu klinik çalışmalarla gösterilmiştir .
Yatmadan önce içilen 1 bardak % 100 doğal Vişne suyu aynı zamanda ,Melatonin salınımını artırarak iyi ve kaliteli bir şekilde uyumanıza ve hormonal sisteminizin düzenli çalışmasına da yardımcı olacaktır.
% 100 doğal Vişne suyu bulmanız zor olacaksa eğer , marketlerden dondurulmuş Vişne alarak bunlardan 1 bardak dolusu kadarını , Smothie blender ( yani Yüksek hızlı blender -buz kırma fonskiyonlu )  dan geçirerek suyunu evde kendiniz hazırlayabilirsiniz . 
Böylece içine şeker yada tatlandırıcı katılmadığından da emin olabilirsiniz.
ROMATOID ARTHRIT problemi olan kişiler için özel bilgilendirme :
1- Besin Intolerasyon testi yaptırmayı unutmayınız .. besin tahammülsüzlüğü olduğu besinleri mutlaka beslenme rejiminizden çıkartmaya özen gösteriniz.
2- İçinde GLUTEN olan BUĞDAY unundan yapılan TÜM unlu mamülleri hayatınızdan çıkarınız . Sadece Mısır ekmeği kullanmaya özen gösteriniz.
Keza Gluten içeren , arpa, çavdar ve yulaf içeren her türlü ekmek,
simit, poğaça, kek, pasta, börek, çörek, bisküvi, makarna, pizza, ketçap, salça, hazır çorbalar ve salata sosları, hazır yoğurt, rokfor peyniri, jambon, , aromalı kahve, meyan kökü ve soya sosu çikolatalı süt, mayonez, dondurma, alkollü içeceklerden: bira, cin, viski de beslenme rejiminizde bulunmaması gerekenlerden önemli olanlarıdır.
3- Probiyotik içeren besin maddelerinden tüketimine özen gösteriniz ( Ev yapımı , içinde sirke kullanılmamış Turşular ( Salatalık, Pancar, Lahana gb ) ,
keza orijinal %100 Nar ekşisi ve Boza tüketimine de özen gösteriniz.
ve Eczacınızla konuşarak Enterik kaplı Probiyotik takviyesi de alarak kullanabilirsiniz. Tiroid ile ilgili problemi olanlar , Lahana turşusu yerine salatalık yada pancar turşusunu tercih edebilirler.
4- Süt ve taze süt ürünlerinden ( taze peynir, krem peynir , süzme peynir vb ) uzak durunuz .
Süt ürünü tüketmeden yapamam diyenler içinse ; Sadece ev yapımı , %100 keçi sütünden yapılmış keçi lor peyniri , keçi yoğurdu ve eski klasik peynir (en az 6 ay dinlenmiş ) eski kaşar , gravyer peynirinden azar miktarda kullanmaya dikkat ediniz Çünkü ;taze süt ürünleri enflamasyonu artırmaktadır ve süt ürünleri tükettiğiniz sürece Romatizma ağrısı çekmeye devam edeceksiniz, bu sebeple süt ürünlerinden mümkün mertebe uzak durunuz.
5- D vitamini seviyenizi mutlaka ölçtürünüz ( 25(OH) D3 ) , eksikliği durumunda doktorunuzun size önerdiği dozda takviye alınız. Doktorunuza sorarak yanında mutlaka Magnezyum, Mena K2 vitamini ve Boron ( Günde 6-9 mg ' a kadar ) takviyesi de almayı da unutmayınız ... !!!
Özellikle Boron arthrite bağlı ağrı tedavilerinde çok önemlidir ve başlı başına tedavi etkinliği sağlamaktadır . Bu hususa özellikle dikkat ...!!!
6- Haftada 2- 3 kez , Paça çorbası ve Kemik suyuna pişmiş çorbalardan tüketmeyi unutmayınız ( içeriğinde Bağ doku ( Kollajen ) ve kök hücreler , Arthritin tedavisinde destek sağlayacaktır.
7- Deterjanlardan uzak durunuz ...Organik temizlik malzemeleri kullanmaya dikkat ediniz.
8- Haftada en az 3 gün ANANAS yemeye dikkat ediniz . Günlük ananas tüketim miktarı ortalama 3 parmağınızın kalınlığı kadardır. Daha fazla tüketmeyiniz.
Ananas bulmanız zor ise , Doktorunuzla konuşarak içeriğinde BROMELAIN ENZIMI olan , gıda takviyesini Eczaneden alıp kullanabilirsiniz.
Bromelain enzimi aynı zamanda sindirime yardımcı olurken Kanserden korunmanıza da takviye olacaktır .
9- Omega-3 desteği için özellikle Balık, Semiz otu ,Badem, Ceviz, Kuru Fasulye, Yeşil yapraklı sebze tüketimine dikkat edilmelidir . Özellikle Omega-3 yağ asidi seviyesi çok yüksek olan , Organik Keten tohumundan günde 1 yemek kaşığı Keten tohumunu döverek yada Siemens marka küçük Kahve çekme makinesinde çekerek ( bilginizin olması açısından bu kahve öğütme makinesinin fiyatı yaklaşık 90. TL'dir , 10 saniye içinde,1 -2 yemek kaşığı keten tohumunu , çörek tohumu vb. tohumları un haline getirmekte ve sindirime ve kolay yemeye uygun hale getirmektedir, dolayısıyla evinizde bulunmasında fayda var , muadili olan başka bir markayı da alabilirsiniz) un haline gelen Keten tohumunu salatanızın üzerine yada %100 keçi yoğurdunun üzerine serperek tüketebilirsiniz.
Keten tohumu her seferinde taze olarak hazırlanmalıdır çünkü çok kısa bir süre içinde okside olmaktadır dolayısıyla bir kaç günlük hazırlanması ÖNERİLMEZ !!! Keten tohumu unu , her gün taze olarak hazırlanmalı ve hemen tüketilmelidir . Haftada en az 2-3 kez Omega-3 yağ asidi yönünden zengin bu besin maddelerinden yemeye özen gösteriniz. Yukarıdakileri yapamadığınız durumlarda ise ; takviye olarak Kaliteli Balık yağı kapsüllerinden de kullanabilirsiniz. ( 3 gr kadar ) .
Ancak kan inceltici, pıhtılaşma önleyici ilaç kullanıyorsanız Balık yağı kullanımı önerilmemektedir. Bu hususa lütfen dikkat . Dolayısıyla mutlaka doktorunuza danışmayı unutmayınız ...
10- Keza BOSWELIA ekstraktı da özellikle Romatoid Arthrit tedavisinde sabah ,ve akşam 1 adet ,dozlarında pek çok bilimsel çalışmada önerilmektedir .
Doktorunuz onayladığı takdirde destek tedaviniz içine eklenebilir.
11- Yemeklerinizde , yağ olarak sadece Sızma zeytinyağı, Organik Hindistan cevizi yağı yada Keçi terayağı kullanınız, diğer tüm yağlardan ise uzak durunuz.
Şifa olsun
Kaynak; Anonim...